Böceklerini şehre salan Canavar’ı bulduk!
İstanbul'un dört bir yanını duvar resimleriyle boyayan, yaptıklarıyla düşündürmeyi hedefleyen Canavar, çizimlerini Instagram'da paylaşıyor
İstanbul’un dört bir yanını duvar resimleriyle boyayan Canavar, Gazete Habertürk'ten Mete Aker'in sorularını yanıtladı.
Beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkan bir dünya; sokakları renklendiren duvar sanatı... İstanbul’u toz bulutundaki yağmur misali boyayanlar var. Böceklerini şehrin dört bir yanına saçıp grafiti yapan, anonim kalmaya özen gösteren Canavar da şehri renklendirenlerin başında geliyor.
-Duvarlarda neler anlatmak istiyorsunuz?
Teknik olarak birçok deneme yaptım. Fakat biçimsel ve içsel olarak beni geliştiren ve etkileyen yaşadıklarım ve metropol hayatının getirdikleri oldu. Şu an İstanbul’un kaotik dönüşümüne odaklanıp içinde bulunduğumuz durumları ele alıyorum.
-Peki böcekler ne anlatıyor?
Hamamböceği şehirde zamanla çoğalan, güçlenen, birçok açıdan dayanıklı ve şehirde mücadelesine devam eden canlı. Benim için de dışlanmış, sevilmeyen, ötekileştirilmiş olan birçok şeyin mücadelesini temsil ediyor.
-Mekân seçimini nasıl yapıyorsunuz?
Mekân seçimi kimi zaman anlık, kimi zaman planlı oluyor. Ancak sokağın değişkenliğinden dolayı, sonucu her zaman göremiyorum. Bir çizimi tekrarlamayı tercih etmiyorum. Duruma göre değişkenlik gösterip mekânı içine alan, kimi zaman da mekâna dahil olan işler üretiyorum.
-Sokakta çizim yapmak nasıl bir deneyimsel kazanım?
Sokağı tuval gibi düşünürsek, birçok değişken yüzey ve alan sunuyor. Fakat bu alanda yaşamın kendisi var. Yaşamın içine bir resim, bir yerleştirme yapmak yaşamı aynı zamanda resmi de etkiliyor. Şehrin doğal şartlarına maruz kalıyor ve şehri de kendine maruz bırakıyor. Tüm bunları göz önünde bulundurarak iş üretmek zorlu ve sancılı süreçlere sebep olsa da sonunda çok yönlü gelişimlere yol açıyor.
-Çizimle insanları düşünmeye sevk etmek zor mu?
Sokağa yapılan işte insanları düşündürmek, baktırmak, hissettirmek istiyorsanız evet işiniz biraz zor. Çünkü şehirde kaos var. Bu karmaşanın, koşturmacanın, tüketmeye odaklanılmışlığın içinde düşündürmek evet biraz zor. Çoğu zaman işlerimin bu kaosun içinde bir çığlık olmasını istiyorum, diliyorum. Ufak bir anlık da olsa insanların vermeye çalıştığım duygu ve gerçekliklerle göz göze gelecek olması güzel.
-Müzik, yaptığınız çizimleri etkiliyor mu? Neler dinliyorsunuz?
Yaptığım resimlerin ruh halini yaşadığım için çoğunlukla dinlediğim müzikler de o ruh hallerine yakın oluyor. Resim yaparken de duygunun içine temsil ediyor’ ‘Böcekler mücadeleyi girmemde bana arkadaşlık ediyor. Bu aralar sık şekilde Ez3kiel, Dâlek, Autechre, Aphex Twin dinliyorum.
-Sokak sanatına eleştiriniz var mı?
Benim gördüğüm en temel sorun, bütün sanat dallarında olduğu gibi sanata biçilen değerin ve ilginin çok düşük olması. Bu sanatçıların maddi ve manevi olarak aşırı zorluklar yaşamasına sebep oluyor. Bunun yanında çok önemli bir durum var ki ilgisizlikten dolayı daha ciddi eleştirinin gelişmemiş olması. Bu da ‘nasıl olsa kimse anlamıyor’ diye üretenlerin ve kültürün genelinin kopya işler üretmesine sebep oluyor.
