Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel Son dakika: haberleri: İsrail istihbaratı adına çalıştıkları iddia ediliyordu... 'Casusluk' suçlamasına 'dedektiflik' savunması!

        İsrail İstihbarat Servisi adına Türkiye'de ikamet eden veya ülkemizle ekonomik ilişkileri olan bazı kişilerin mal varlığı bilgileri gibi hassas verilerini toplayarak takiplerini yaptığı ileri sürülen Selçuk Küçükkaya ve sahada fotoğraflama ve araştırma yapanlardan oluşan 16 sanığın yargılanmasına başlandı.

        DHA'da yer alan habere göre casusluk iddiasını reddeden sanık Küçükkaya, dedektiflik yaptığını söyleyerek çalıştığı kişilerin istihbarat elemanı olduklarını bilmediğini ve şüphe de duymadığını öne sürdü.

        İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmaya, Selçuk Küçükkaya´nın aralarında bulunduğu 6 tutuklu sanık ve bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Sanık Serkan Ö.'nün ise halen firari olduğu belirtildi.

        REKLAM

        CASUSLUK İDDİASINI REDDETTİ

        Savunması alınan Selçuk Küçükkaya, casusluk iddialarını reddederek 2018-21 yılları arasında daha çok boşanma davalarıyla alakalı dedektiflik yaptığını ileri sürdü. Küçükkaya, "2018-2021 arası çalıştım bugüne kadar ters bir şey görmedim. Tüm bilgileri bana onlar gönderiyordu. Bana ülkemle, devletimle alakalı bir bilgi, fotoğraf çekmemi isteseler 'dur' derdim. Nerede duracağımı iyi bilirim" dedi. Küçükkaya, çalıştığı kişilerin istihbarat elemanı olduğunu bilmediğini, kendisinden istenen bilgilerin adres, banka hesapları olup olmadığı gibi teyit içeren bilgiler olduğu için de şüphe duymadığını ifade etti. Küçükkaya, iddianamedeki gibi yalan makinasına girmediğini de belirtti.

        FACEBOOK'TA DEDEKTİFLİK İLANI VERMİŞ

        Sosyal medya hesabı Facebook üzerinden kod adı olarak kullandığı Taner Sezgin adıyla dedektiflik iş ilanı verdiğini, yaklaşık 500 kişi başvurduğunu ve bu kişiler arasından Cenk Birtürk ve Fatma Birtürk ile anlaştığını ifade eden Küçükkaya, "İkisiyle birlikte çalıştım iş başına para alırlardı. Ben hiç kimseden işimi gizlemedim. Eşimi de takip ettirdim. Bizim işimiz gözlemlemek. Boşta olduğu zaman Cenk´in kardeşi E.'yi çağırdığım oldu" dedi. Sanık avukatlarından biri, "Kişileri takip ederek özel hayatlarını ihlal ettiğinizi, bunun bir suç olduğunu yanınızda çalışanlara söylemediniz mi?" diye sordu. Sanık Selçuk Küçükkaya ise "Hayır o zaman suç olarak gelmiyordu. Bilgileri satmadım. Amacım araştırmak ve gözlemlemek, bana kanunsuz gibi gelmedi. Bugüne kadar hiçbir kamu çalışanına rüşvetle bilgi toplamadım" diye cevap verdi. Avukatın, "Halen bunun bir suç olmadığını mı söylüyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Küçükkaya, "16 aydır hapisteyim. Şimdi yurtdışından `Hava nasıl´ diye arayıp sorsalar 'Kapat, kapat' derim. Evet, hata yapmışım kabul ediyorum. Pişmanım. Ama bu hatam karşısında kimseye zarar verecek bir şey yapmadım" diye yanıt verdi.

        REKLAM

        EĞİTİM İDDİALARINI REDDETTİ

        Türkiye'de bir dedektiflik kanunu olduğunu ama uygulamanın tam oturmadığını öne süren Selçuk Küçükkaya, bütün dedektiflerin takma ad kullanması yüzünden Taner Sezgin adını kullandığını söyledi. İddianameye göre kendisini İsrail İstihbaratı ile irtibatlandırdığı öne sürülen Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen FETÖ üyeliği suçlamasıyla firari olan sanık Serkan Ö. ile yüz yüze görüşmediğini sadece birkaç sefer telefondan görüştüğünü ileri sürdü.

        Küçükkaya, "Esas mesleğim tekstil üzerine tezgahtarlıktı. Daha sonra yurt dışına gittim orada çalıştım. Malta Türk Fahri konsolosluğunda uzun yıllar görev yaptım. İsrail´de istihbarat eğitimi almadım. Elinden geldiğince dosyayı buraya yönlendirmeye çalıştılar, bazen telkinlerle, bazen sorgu teknikleriyle" diye suçlamayı reddetti.

        Selçuk Küçükkaya´nın çalışanı Cenk Birtürk de casusluk yapmadığını, 2019 yılında dedektiflik iş ilanına başvurduğunu belirterek "Kamuya açık alanlardaki işlerde suç teşkil etmediğini söyledi. İlk işimi havalimanı takibiydi. Son işimiz Abdülhamit Ç.'ydi. Ona ulaşmamızı söylediler. Yaklaşık iki yıl kadar çalıştık. Casusluk yaptığına şahit olmadım. Bir şüphem de olmadı. Olsaydı kesinlikle işin içinde olamazdım. İşin farklı boyutlarda olduğun tahmin etmedim ki öyle bir samimiyetimiz yoktu" dedi.

        REKLAM

        Cenk Birtürk´ün kardeşi tutuklu sanık E. Birtürk de casus olmadığını, ihtiyaç olduğunda ufak tefek işlerde yardımda bulunduğunu, ekibin ajan olmak için çok acemi olduğunu belirterek, "Takip etmemiz gereken adamı bile kaybediyorduk" diyerek suçlamaları reddetti. Tutuklu sanık Ayhan Ş., kuşçuluk yaptığını olaylarla bir alakası olmadığını söyleyerek suçlamaları reddetti. Diğer tutuklu ve tutuksuz sanıklar da suçlamaları reddetti.

        MİT'E YAZI YAZILACAK

        Mahkeme heyeti, Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) yazı yazılarak mağdurlara ait elde edildiği iddia edilen tüm bilgilerin devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olup olmadığının sorulmasına karar verdi. Sanıklar Selçuk Küçükkaya, Cengiz Çalışkan, Cenk Birtürk, Musa Kuş'un tutukluluk hallerinin devamına karar veren heyet, tutuklu sanıklar Ayhan Ş. ve E. Birtürk'ün tahliyelerine karar verdi. Duruşma ertelendi.

        İDDİANAME

        İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail İstihbarat Servisi'nin Türkiye'de ikamet eden veya ülkemizle ekonomik ilişkileri olan hedefindeki mağdurların ve aile bireylerinin yurda giriş-çıkış kayıtları, telefon görüşme ve sinyal bilgileri, banka hesap ve mal varlığı bilgileri gibi hassas verilerini toplayarak takipleri, bu kişilerin ev ve iş yerleri çevresinde olası bir eylem için keşif hazırlığı yapılması, bu kişilerin ilişkili oldukları işletmelerin ticari sır teşkil eden bilgi ve verilerinin tespiti ve temini amacıyla Taner Sezgin kod adını kullanan Selçuk Küçükkaya ile irtibat kurduğu belirtildi. Servis elemanlarının deşifre olmamak için yurda giriş yapmadıkları, Küçükkaya ile ve buluşmalarını yurt dışında üçüncü ülkelerde gerçekleştirdikleri, para transferlerini farklı gönderici isimleri, kripto para veya kurye kullanarak parçalı şekilde gönderdikleri ya da yurt dışında elden ödeme yaptıkları anlatıldı.

        İddianamede İsrail İstihbarat Servisi mensuplarının gizlilik ve güvenlik ilkeleri dahilinde deşifre olmalarını engelleyecek şekilde Hose-Jorge Satıa, Thomas Alfonso ve Raul isimleri ile Singapur merkezli Avrupa ve Asya'da yatırım, danışmanlık, sigortacılık alanlarında faaliyet gösteren Asia Angels adlı şirketin çalışanları olarak tanıttıkları ifade edildi. İsrail İstihbaratının Selçuk Küçükkaya ile 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ üyeliği kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen firari sanık Serkan Ö. aracılığıyla irtibata geçtiği belirtilen iddianamede, Küçükkaya'nın MOSSAD mensuplarından takip, gözetleme, fotoğraf dokümantasyon, keysing, raporlama eğitimi aldığı da yer aldı. Küçükkaya'nın 2018'de Danimarka'nın Kopenhag şehrinde Türkiye veya başka bir ülkenin istihbarat teşkilatı için çalışıp çalışmadığını tespit etmek için yalan makinesi testine sokulduğu da ileri sürüldü. Küçükkaya'nın hedefteki şahısları takip ettirdiği elemanlarıyla iletişim kurabilmeleri için "Üçüncü göz uzman kadrosu" isimli bir whatsapp grubu kurduğu öne sürüldü. İddianamede, 27 mağdur yer alırken 6'sı tutuklu 17 sanığın "Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisleri istendi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Haberi Hazırlayan: Kenan Butakın
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ