Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir ülkenin içi, için için kurur ya; sporda ve futbolda da öyle. Dışı parlar, cilalanır ama özsuyunu kaybediyordur.

        Mesele şu takım bu takım değil; misal diye, Ozan Tufan, Salih Uçan, Volkan Şen. İlk ikisi 22 ve 23 yaşında. İkisi son milli takım kadrosunda, sahada. Kulüplerinde ise istenmiyorlar. Taraftar da kurtulmak istiyor; “Salih’e son şans” veriliyor! 32 yaşındaki Valbuena ile 31 yaşındaki Nebil Dirar yeni umutların iki delikanlısı!

        22-23’ünde iki “yerli genç”i oynatamamışsınız (ya da onlar oynayamamış), kurtulmak istiyorsunuz; 18-20 yaşındakileri A milli seviyesine, dünya sahnesine, 20-30-50 milyon Euro’luk değerlere yükseltmiş Fransa’dan 32 ve 31’inde iki “kurtarıcı” alıyorsunuz. Sadece F.Bahçe değil; Talisca, Aboubakar, Bruma gibi “sahip olunamayan gençler” hariç, hemen herkes aynı!

        Öyle böyle son milli takımdaki biri 22, biri 29 yaşında iki oyuncuyu bir büyük kulübümüz kovalıyor.

        Kulüpler, oyuncular veya milli takımdan birinde ciddi sorun olmalı. Doğrusu, hepsinde birden!

        Futbolun özsuyunun kuruduğu yer orası: Ya milli takım kötü oyunculardan kurulu... Ya bu gençler kendilerini kurutmuş... Ya kulüpler onları bir türlü büyütememiş.

        İşin kötüsü, bu rezaleti tartışan, bundan sıkılan, utanan bir futbol yönetimi ve kamuoyu da yok ortada.

        Taraftar tekme vurmaya hazır; çünkü “maç maç düşünüyoruz, önümüzdeki maçlara bakıyoruz!”

        Medya “seri sonu yabancı transferler” i bayram havasında kutsuyor. Üzerimize boca ediyor.

        Kulüplerin burnu havada; genç yetiştirememek, olgunlaştıramamak, değerli kılamamak gibi sıkıntıları yok.

        Herkesin keyfi yerinde...

        Ama içiniz kurumuş! Genç, futbol hastası bir ülkeden oyuncu çıkaramıyorsunuz; çünkü hakikaten hastasınız!

        Fransa U21 ile A milli arası mesafeyi sıfırlamış “çocuklar” dünya futbol piyasasını sallıyor. Alttaki eğitim de, üstte onlara kadroda yer veren kültür ve cesaret de sağlam.

        18’inde Mbappe, Lafort; 20’sinde Dembele, 21’inde Kimpembe, Lemar, Martial; 22’sinde Mendy, Tolisso, Rabiot... Bunların beşi Fransa Ligi’nin şampiyonu ve 2’ncisinde; hepsi A milli seviyede. Değerleri 8 milyondan 40 milyon Euro’ya uzanıyor. Dortmund, Rennes’den daha yeni 15’e aldığı Dembele’yi katlayıp Barça’ya sunuyor.

        Barcelona en iyilerinin yarısını, Messi, Xavi, Iniesta da dahil, altyapıdan çıkaran kültür. Biz onlardan daha iyi biliyoruz. Kayıp çocuklardan belli. Bruma’dan bile belli.

        Yıllar önce Şenol Güneş, elbet iğneleyerek, “Rakip takımın genç antrenörü” demişti Aykut Kocaman’ı kastederek. O da kızmış, “Onları eze eze yendik” demişti.

        Hakikaten, “Genç” demek, kinaye...

        Bizde aslolan ezmek Kibariye!

        İyi bayramlar Bayram!

        Diğer Yazılar