Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Fırtına İran değil Lübnan üzerinden kopabilir
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Gözler İran ve İsrail’e çevrildi ama esas karışıklık Lübnan’da çıkacak gibi görünüyor.

        Bahsettiğim sadece İsrail’in Lübnan’ı vurması değil. Gelişmeler İsrail’in İran’ı hedef almak yerine vekalet savaşları yürüteceğini, rotayı Lübnan Hizbullah’ına çevireceğini gösteriyor ama Lübnan’daki sorun yalnızca dışarıdan gelecek tehlike değil.

        İçerisi öyle bir ısındı ki Lübnan İsrail’in bombaları kadar yeniden bir iç savaş ile çalkalanıp patlarsa bunun Suriye, İran ve İsrail üçgeninde tehlikeli bir katalizör olacağı açık.

        Sevgili okurlar bazen tekil olaylar tsunamiye yol açabilir.

        Lübnan zaten ekonomik iflas ve kötü yönetim nedeniyle en zayıf zamanlarından birini yaşıyor.

        Geçen yaz Beyrut’a yolum düşmüştü. Gördüğüm manzara tam anlamıyla bir enkazdı.

        Şehrin dinamizminden, neşesinden eser kalmamış.

        Son nefesini vermek üzere olan bir hastayı andırıyor.

        Böyle bir kırılganlık zaten bölünmüş olan toplumda sinirleri germiş durumda.

        Öldürülen ve Suriye'ye kaçırılan Hristiyan politikacı

        8 Nisan’da Beyrut’ta sağ kanat Hristiyan bir parti olan ve Hizbullah’a karşıtlığı ile bilinen Lübnan Güçleri’nin üst düzey isimlerinden biri olan Paskal Süleyman Suriyeli çeteler tarafından öldürüldü ve cesedi Suriye’ye götürüldü.

        Parti bu cinayeti siyasi bir suikast olarak tanımladı. Hizbullah cinayetle ilgilerinin olmadığı açıklamasını yaptı.

        Süleyman için Maruni Patrik’in de katıldığı çok büyük bir cenaze töreni yapıldı ve orada Patrik “Suriyeliler Lübnanlılar için büyük bir tehlikedir, buna bir çözüm bulunması gerekiyor” açıklaması yaptı. Ardından ise Lübnan Güçleri mensubu bazı isimler protesto olarak yolları kapattı.

        Aslında bu yükselen tansiyonun görünen yüzü.

        Beyrut başta olmak üzere Lübnan’da sağcı parti LG, Hristiyanları Hizbullah adı altında ülkedeki 2 milyona yakın Suriyeliye karşı kışkırtıyor.

        Öyle ki Hristiyanların bölgesi olarak bilinen Doğu Beyrut ile Batı Beyrut arasında gidip gelmek bile hayati risk olarak görülmeye başlandı.

        Suriyeli şoför Hristiyan mahallesine giremiyor

        Mesela önceki gün konuştuğum Beyrut’taki bir kontağım anlattı. Kentte yemek servisi veren Toters adlı ünlü bir şirket varmış. Bu şirket çalışanlarını önceki hafta yeni bir sisteme geçirmiş. Artık Hristiyan mahallelerine yemek siparişlerini sadece Lübnanlı şoförler, Müslüman mahallelerine ise Suriyeli şoförler yapıyormuş.

        Hristiyan politikacı Paskal Süleyman’ın Suriyeli çeteler tarafından öldürülmesi zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşan Lübnan’da ülkenin yarısına yakının oluşturan Suriyelilerle ilgili artan gerilime kibrit çaktı.

        Beyrut görünmez duvarlarla birbirinden iyice ayrılmış durumda.

        Bu tablo bana Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta gördüğüm manzarayı hatırlatıyor. Kuzey İrlanda’da İra ile 1997’de barış anlaşması imzalanmış olmasına rağmen birbirinden tamamen ayrılmış iki bölge varlığını sürdürüyor. Geceleri Katolik ve Protestan mahalleler arasındaki kapı kapanıyor, taksi şoförleri hala birbirlerinin bölgesine geçmiyor.

        Lübnan’da ağır bir iç savaş yaşanmasına rağmen bu kadar kesin duvarlarla ayrılmış bir bölünmüşlük yoktu ancak şimdi sıkıntıların büyümesi ile Suriyelilere yönelik artan tepki İsrail’in İran’ı vuramayıp Hizbullah’a yüklenmesi ile iyice tavan yapacak.

        Ortadoğu’daki tehlike çok boyutlu.