Show TV'nin en sevilen dizisi "Bahar"ı izlerken her seferinde, "Oysa ki kaderleri aynı, acıları ortak" derken buluyorum kendimi. Kimden mi bahsediyorum; Bahar ve Rengin'den.
Mevzumuz Yıldız Tilbe'nin de şarkısında olduğunu gibi "İki kadın bir adam, aşk çekilir aradan. İkimiz de severken ya ondan geç ya benden" diye diye ilerleyen şarkıda... Timur iki kadından vazgeçmiyor ve iki kadını yıllarca idare edip bir de onların hayatlarında yıllarca acı çekmelerine sebebiyet veriyor.
Rengin; Aşkına kavuşamamış, ailesi tarafından reddedilmiş, tek başına çocuk büyütmek zorunda kalmış, fakat aşkından da bir türlü vazgeçemeyen zorluklara tek başına göğüs germek zorunda kalmış bir kadın.
Bahar; Genç yaşta inandığı kişi tarafından mecburen evlenmek zorunda kalmış. Babası tarafından affedilmemiş, istenmeyen yeni ailesinde ve kocasının gönlünde yer edinmeye çalışmış, saçını süpürge etmiş. Hayallerine sonradan kavuşmuş bir kadın.
Ve iki kadının hayatını da acılarla dolduran meşhur erkek Timur; Genç yaşta yaptığı hata yüzünden evlenmek zorunda kalmış. Sevdiği kadını yalnız bırakmış ama bir türlü vazgeçememiş. Üstelik babası tarafından hep hor görülmüş, annesi tarafından korunmamış hayallerine kavuşamamış hep kendini ispat etmek zorunda kalmış bir erkek. Fakat ne yardan ne serden geçmemiş. Karakterli davranmamış iki kadını yıllarca idare etmiş ve hala da etmeye çalışıp yalanlarla yaşıyor. Ama o da haklı!!!
Diye uzayıp gidiyor.
Ve bu hikaye hiç değişmiyor.
Çocuktum, genç oldum, büyüdüm hayırlısı yaşlanacağım ve bu hikaye hep aynı kalacak. İsimler değişecek, şehirler, ülkeler ama hikaye hep aynı kalacak. Çünkü bu hikayenin bir türlü bitmemesine kadın izin veriyor. Kadın kadının düşmanı ama çektikleri acılar da hep ortak. En haklı en keyfine bakan da hep erkek.
Maalesef Rengin ve Bahar karakteri kadınlar hep var oldukça Timur karakterleri de var olup hep haklı olacak. Bakın Timur'dan bahsederken özellikle "haklı" ibaresini kullandım. Çünkü Rengin evli olmasına rağmen ilişkiyi gizli yürütmeyi yıllarca kabul etmiş bir başka kadından boşanmasını beklemiş bir kadın. Bahar, kendi hayatından vazgeçmiş bir erkek için saçını süpürge etmiş bir kadın.
Eeee erkeğin suçu ne!!! Haklı arkadaş!!!
Erkek ne istediyse kadınlar onu yapmış. Burada erkeğin suçu ne!!! Yapmasalarmış.
İki kadın da her şeye çanak tutmuş kusura bakmayın da neden yapmasın erkek! Kim yapmaz Allah aşkına... Yani yapmaz diyebileceğim erkek o kadar az ki inanın. Burada önemli olan kadınların duruşu, karakteri. Hayatlarından ödün vermemeleri. Ya da kendi hemcinsini düşünerek, "Bugün ona, yarın bana" diyerek dikkatli davranması.
Bakın kimseyi kınamadım, "Asla asla asla" demedim, "Pes" demedim. Ama hiçbir kadının kalbini de bu denli kırmadım. Başka bir kadının da kırmasına asla gönlüm razı olmuyor.
Her zaman söylerim.
Kadınların en unuttuğu şey şu;
-Bir başka kadına yaptığın bir gün senin başına gelebilir.
-Bir başka kadına attığın iftirayı bir gün gelir biri de senin için atar.
-Bir başka kadının açığını arayıp bulduğunda bir başka kadın da senin açığını bulur ortaya çıkartır.
-Bir başka kadının yuvasını yıkarsan bir başka kadın da gelir senin yuvanı yıkar.
-Bir başka kadının dedikodusunu yaparken bir başka kadın da senin dedikodunu yapıyor olabilir.
O sebeple az biraz insaf hanımlar. Tamam erkekler yapıyor, ediyor, edepsizler, şerefsizlik, doymuyorlar, kahretsin, tü kaka falan ama biraz da dönüp aynaya mı bakmak gerek!
O yüzden Show TV'nin başladığı günden bu yana izlenen en tatlı, en naif dizisi "Bahar"ı izlerken öyle boş boş izlemeyin benden size tavsiye. Çok ciddi bir konu anlatıyorlar aslında. Yılların kanayan yarasına parmak basılıyor. Hem de öyle tatlı tatlı, öyle güzel işleyip anlatıyorlar ki, ders niteliğinde.
Demet Evgar, Mehmet Yılmaz Ak, Ecem Özkaya döktürüyor. Öyle güzel hayatlarımıza girdiler ki, Rengin, Bahar ve Timur olup çıktılar adeta. Sanki aynı mahallede, aynı sitede, aynı şehirde oturuyor, doktor oldukları hastaneye gidip muayene olacak gibiyiz. O derece bizden, hayatlarımız içindeler.
Bu sebeple "Bahar"ı boş gözlerle izlemeyin. Az biraz kadınlar dikkatli izlesin. Öyle dikkatli izlesinler ki, biraz olsun kadının kadını korumasının, kollamasının nasıl önemli olduğunu bilincine varsınlar.
Nasıl olur, süper olmaz mı? Ne dersiniz!!!
***
Hadi erkekleri oturup gömelim
-Bir başka kadın için bir başka kadının kollarında ağlamak.
-Bir başka kadından reddedilince bir başka kadına gitmek.
-Bir başka kadın hayatında varken, bir başka kadının yanında olup diğerine yalan söylemek.
-Bir başka kadına gitmek için can atarken, istemediğin bir kadının yanında kalmak.
-Bir başka kadın bir başka kadın bir başka kadın...
Diye uzayıp gidiyor işte. Ve "Bahar" yayınlandıktan sonra sosyal medyada da erkekleri gömme yarışması başlıyor.
Ama sonuç hep aynı noktaya bağlanıyor; bir başka kadının varlığını bilirken bir başka kadının susması. Bir başka kadını sevdiğini bilerek bir başka kadını unutturmaya çalışması.
Bilmece gibi dimi.
Bakın etrafımda o kadar çok böyle insan tipi var ki! Bu konu ile ilgili ve hepsi de hep aynı noktaya bağlanıyor.
Karakter!!!
Erkeklerin kadınlara karşı zaafı var. Ve bu konuda karakterleri asla yok. Sevdiği kadın da olsa, sevmediği kadın da olsa aynı hikaye değişmiyor. Karakter devreye giremiyor. (Tabii hepsi aynı değil lütfen yanlış anlaşılmasın. Aşırı karakterli erkekler var benim de tanıdığım. Onların ayrıca hayranıyım)
Kadınların bir başka kadını alt etmek gibi bir derdi var onun savaşı içinde kıvranıyor. Yani; "Bak onu seçmedi beni seçti" duygusu. (Ki çoğu kadın aynı değil. Onu seçmedi beni seçti diyeceğine karaktersiz herifi ne yapayım kimi seçerse seçsin diyen şahane kadınlar)
Yani bu bölümü ile de tartışma konusu oldu "Bahar" her hafta olduğu gibi...
Bakalım haftaya bizi neler bekliyor. Çünkü Rengin kaza yaptı.
Parla babasının Timur olduğunu öğrendi.
Bahar, Parla'nın babasının Timur'un olduğunu öğrendiği gibi yıllardır aldatıldığını da fark etmiş oldu.
