"İdeal ayrılık böyle olmalı"

Merve Boluğur-Murat Dalkılıç ilişkisinde ipler koptu. Bir süredir isimleri ayrılık haberleriyle anılan çift, geçen hafta yine bir araya gelmemiş, Boluğur’un eşinin konser verdiği saatlerde yaptığı paylaşımlar dikkat çekmişti. Dalkılıç nihayet sosyal medyadan ayrılığı doğruladı. Bu ayrılık için neler söylersiniz?

İpek Durkal: Daha önce de bir ayrılık yaşamış, yeniden bir araya gelerek evlilik kararı almışlardı. Boşanma hakkında da son ana kadar kimseye bir şey söylemediler. Belki de o süreçte bir kez daha kurtarmaya çalışmışlardır. Murat’ın vedasını okurken ben bile üzüldüm.

Oben Budak: Bazı evliliklerin flört dönemi daha ateşli geçiyor, yüzükler takılınca heyecan sönüveriyor. Murat çok içten bir mesaj yayınladı, konuyu uzatmadan, reklam topuna girmeden bitiriverdi. Her şeyi söylemiş, üzerine çıkacak bir şey bulamadım.

Kadir Kaymakçı: Merve Boluğur ile Murat Dalkılıç’ın ayrılık dedikoduları ayyuka çıkmıştı, Murat’ın açıklamasıyla resmiyet kazandı. İkisi için de hayırlısı olsun ne diyelim... Ayrılıkları eline yüzüne bulaştırmamak, gereksiz polemiklerle sakız gibi sündürmemek, aptalca dizi-albüm PR’ı malzemesi yapmamak önemli! Umarım bunu başarırlar...

Esin Övet: Bitti açıklaması Murat Dalkılıç’tan geldi ki uzun süredir ikilinin ayrılacağını yazıp çiziyoruz. Kurtarmak için uğraştılar ama olmayınca olmuyor. Aslında çok önce bitecekti, bazı anlaşmalar yüzünden bu kadar sürdü.

Reşat Balcıoğlu: Yaşanmış aşklara saygı duyulur... Medenice boşanma açıklaması için Murat Dalkılıç’ı tebrik ediyorum. Yalan yanlış yorumlara sebebiyet vermemek için boşanacağı eşini nasıl yüceltiyor, gerçekten alkışlamak lazım. Aralarında her ne yaşanmışsa sır olarak kalacak ve kimse dedikodularını yapamayacak. Biz ne boşanmalar gördük! Murat ve Merve’ye hayat boyu mutluluklar diliyorum, ikisi de onurlu insanlar...

Bülent İpek: Hiçbir evli ünlü hakkında bu kadar çok ayrılık haberi yayıldığını hatırlamıyorum. Ayrılık üzücü tabii. Dalkılıç’ın açıklaması gayet samimi ama bu çift için o kadar çok ayrılık söylentisi yayıldı ki insanlar “Ayrılacaksa ayrılsınlar” noktasına kadar gelmişti artık.

‘SANATÇILAR DUYGUSAL, TİCARET ONLARA GÖRE DEĞİL"

Emre Altuğ, HT MAGAZİN’e verdiği röportajda “Ticarete girmek hayatı- mın hatasıydı” dedi. Şov dünyasının ünlülerinin ticaret hayatındaki başarısızlığının bir itirafı olan bu sözler, yeni nesil şöhretlere örnek olmalı mı? Şov dünyasından kazanılan parayla neden ticaret yapılamıyor?

İ.D.: Bunu başarabilen çok az insan oluyor ve onlar da işi sıkı tutanlar.

O.B.: Emre üzerinden genelleme yapamayız bence. Ticaretten kazandıkları paralar dillere destan olan Bülent Ersoy’un iş makinelerini, Gülben Ergen’in taksilerini ne yapacağız o zaman? Ticaret açıkgözlü olmayı gerektiren başka bir kafa, sanat kafasıyla çok bağdaşmıyor. Ama sahnelerden kazanılan paralar giderek azalmışken başka çare de yok.

K.K.: Emre Altuğ’un ‘Yani’ şarkısını söyledikten sonra albüm yapmaya devam etmesi de bir hata bence!

E.Ö.: Hiçbir sanatçı ticaret hayatında başarılı olamamıştır. Çok nadir vardır tabii ama onun da aileden başka bir destekçisi ya da o işle ilgilenen bir yakını vardır. Ticaretle tek başına ilgileniyorsan yandın. Sanatçılar duygusal insanlar ticaret onlara göre değil.

R.B.: Akıllı olanlar profesyonel danışmanlık hizmeti alanlar iyi yatırımlar yapıyorlar bildiğim kadarıyla. Kenan İmirzalıoğlu’nun birçok emlak yatırımı var. Zira tekne sahibi olmak da bir yatırım, ticaretin değişik alanları var. Neye yatırım yaptığınıza bağlı, gidip sulak yerde tarla alırsın ama pirinç yetiştirmeyi bilmezsin, bu onun gibi bir şey. Yazık olmuş Emre Altuğ’un paralarına.

B.İ.: Sanatla ticaret bir arada yürümez, sanatçılar genel olarak ticari açıdan başarısız oluyorlar. O yüzden onların adına para pazarlığı yapan menajerleri var. Herkes ticaretle uğraşmasın ya da diğer bir deyişle herkes şarkıcı olmasın.

"İLİŞKİLERİ İLK TESTİ GEÇTİ"

Tuba Büyüküstün ve birlikte çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmaması uğruna 26 gün hapis yatan ve yargı- laması devam eden işletmeci sevgilisi Umut Evirgen, HT MAGAZİN’den kaçamadı. Çiftin Emirgan’da çekilen fotoğrafları gün ışığı göremedi belki ama âşıklar önceki gün Nişantaşı’nda ilk kez bir arada görüntülendi. O günden bugüne ne değişti? Bu ilişki uzun soluklu olabilecek mi?

İ.D.: Belli ki o günden bugüne ikisinin de duyguları değişmemiş. Bunca yaşanandan sonra kolay vazgeçmezler birbirlerinden.

O.B.: Bazı ilişkileri zorluklar besler ama işin kötüsü şimdi çiftimiz mimli olduğu için basının sürekli bir ilgisi olacak. Umut Bey öfke kontrolünü sağlayabilir umarım. Çünkü kışkırtılacağından eminim, güzel malzeme çünkü.

K.K.: Umut Evirgen ile Tuba Büyüküstün’ün birlikte fotoğrafları çıktı. N’oldu? Yer yerinden mi oynadı? Halk sokaklara mı döküldü? Değer miymiş bütün o yaşananlara...

E.Ö.: Emirgan’da yakalansa olmazdı ama ortak bir nokta olan Nişantaşı’nda ortaya çıkmaları tam da bir “Hadi olayı tatlıya bağlayalım. Unutalım, kapatalım” mesajıdır.

R.B.: Değdi mi onca rezalete, onca tantanaya? Rezil olduklarıyla kaldılar. Saygı duyduğum tek nota var: Umut Bey sevgilisi için hapse bile girdi. Kaç erkek sevdiği kadın için hapse girer? Tuba Hanım da hapis yolu bekledi ve sevgilisine kavuştu. Demek ki bunlar sadece filmlerde olmuyormuş...

B.İ.: Hapis yatınca Umut Evirgen bir anda ünlü oldu. Bu hapishane döneminde ayrılmadıklarına göre ilişkileri ilk testi başarıyla geçmiş sayılabilir. Orta vadede ayrılacaklarını sanmam.

"AKALIN DOSTLARINI DAHA DİKKATLİ SEÇMELİ"

Geçen hafta haciz haberleriyle gündeme gelen Demet Akalın’ın telefonla bağlandığı bir televizyon programında sinir krizi geçirmesi haftaya damga vurdu. Sanat dünyasında kimsenin kendisine destek olmadığından yakı- nan Akalın, “Bana kimse evini açmadı, bir tek Berkay bana 10 gün evini açtı” dedi. Akalın’ın bu isyanı hakkında neler söyleyeceksiniz?

İ.D.: Doğru kapıyı çalmamıştır... Eminim Demet Akalın’a evini, kalbini açacak çok arkadaşı vardır.

O.B.: Demet’e herkes evini açar da zirvedeki insanların bu tip şeylere ihtiyacı olabileceği kimsenin aklına gelmiyor olabilir. Yakın arkadaşları böyle bir durumda ‘Nedir ki, gider bir otelin kral dairesini kapatır 10 gün’ diye düşünmüş olabilir. Oysa insanın arkadaş şefkatine olan ihtiyacı her şeyden öte.

K.K.: ‘Sen sanatçısın, ben de sanatçıyım o zaman sana evimi açayım’ diye bir şey olabilir mi? İnsanın zor gününde ailesi, dostları evini açar, yardımına koşar, destek olur. Demet Akalın’ın “Dostum” dediği sanatçılar zor gününde sırt çevirdiyse dostlarını seçerken daha dikkatli olsun...

E.Ö.: Doğru söylüyor. Sanat dünyasında ve bu sektörde destekçi bulmak çok zor. Herkes birbirinin açığını arıyor ki en zor zamandır insanın bu anları.

R.B.: Anlamadığım şu: Demet Akalın ‘Kimse bana evini açmadı’ diyor ama biz nereden bilebiliriz Demet Hanım’ın sokakta kaldığını. Haciz haberinin çıktığı gün ‘Yanlış anlaşılma var, gerekeni yaptık, durdurduk’ dedi. Öte yandan Demet Hanım’ın otele gidecek parası mı yokmuş? ‘Her yıl yüzlerce konser veriyorum, para basıyorum’ diye bas bas bağırıyor, otelde konaklayacak kadar parası vardır herhalde. Ajitasyon yapmanın âlemi yok. Bir de Demet Akalın insanları ikiye bölüyor, magazin basınını bölü- yor, dostlarını bölüyor vs. Haciz gelmiş ama iş tatlıya bağlanmış, olay bitmiş. Gerisi hukuk çerçevesinde çözülecek işler, gazete sayfalarında ya da TV ekranlarında çözülmez, hukuk herkes için var.

B.İ.: Demet Akalın’ın başına gelen herkesin başına gelebilir. Bizdeki haciz uygulamasının garabeti insanları rencide etmeyi teşvik ediyor. Kocasının adına yaşanan haciz meselesi üzerinden Demet Akalın’ı eleştirmek ise acımasızlık.

"SİBEL'İN BALKON POZLARI NOSTALJİ RÜZGARI ESTİRDİ"

Sibel Can bu yaz adeta ikinci baharını yaşıyor. 20 yıl önceki balkon fotoğrafını tekrarlayan Can, önümüzdeki sezonda bir televizyon dizisiyle ekranda olacak. Can’ın marka yönetimi stratejilerini ve yeniden popüler olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İ.D.: Sibel Can iyi ki ‘haberim yok gibi çek’ fotoğraflarını vermiş. Sürekli çıkan ‘Sibel Can kilo aldı’ haberlerinin de en azından şimdilik önüne geçmiş oldu. Bu arada birkaç ay önce kendisini sahnede izledim, konuşulduğu gibi kilolu bir kadın değil.

O.B.: Dünyanın her yerinde tekrar gündeme gelme parodisi aynı şekilde kurulur. Bir şekilde yakalanmış olmak her zaman iyi haberdir, hele özellikle işin içinde bikini varsa tadından yenmez. Sibel Hanım da uzun süredir bikinili hali kadar ilgi çekecek bir şarkı yakalayamadığına göre bunda yadırganacak bir şey yok.

K.K.: Sibel Can’ın balkon ‘poz’ları nostalji rüzgârı estirdi gerçekten! Artık unutuldu diye düşündüğüm eski bir magazincilik geleneğini genç kuşaklara tanıttığı için kendisine teşekkür ederim.

E.Ö.: Sibel Can her albüm dönemi ikinci baharını yaşar. Bu değişmeyen bir kuraldır. Her zaman hep aynı şeylerle konuşuruz Sibel Can’ı, unutmayın.

R.B.: Sibel Can’ın popülerlik gibi bir derdi olduğunu sanmıyorum. Balkon fotoğraflarından ilki 1996 senesinde tesadüfen çekildi. 2 hafta önce çekilen balkon fotoğrafı ise bir prodüksiyon çalışması. Photoshop’lanmış olarak servis edildizaten. Sibel Hanım neyin konuşulacağını bildiği için sakin koylarda geziyor, malzeme vermiyor. Nerede ne zaman balkona çıkılacağını ise çok iyi biliyor.

B.İ.: Sibel Can, Hülya Avşar gibi sanatçılar gerekli gördükleri dönemde gerekli gördükleri dozda gündeme gelebilme kapasitesine sahip. Yeni nesil ünlüler sosyal medyayla boğuşmayı bırakıp biraz bu sanatçılardan taktik kapsınlar.